VERİMDER'DE BU AY

KÜRESEL ISINMAYA KARŞI TEK SİLAHIMIZ YENİLENEBİLİR ENERJİ

KÜRESEL ISINMAYA KARŞI TEK SİLAHIMIZ YENİLENEBİLİR ENERJİ26 Ağustos 2019 Pazartesi 11:05

2008 yılından bu yana KYOTO Club’un Direktörlüğü’nü yapan Sergio Andreis, hayatını küresel ısınmaya karşı çalışmalara adamış bir isim. Avrupa Birliği 2030 İklim ve Enerji Paketi’nin yanı sıra “Enerji Birliği, Avrupa Enerji Tasarruf Kurulu”nun revizyonları

Kısaca kendinizden bahseder misiniz? Enerji verimliliği ve küresel ısınma konularına odaklanmanızdaki başlıca gerekçeler nelerdi?

2008 yılından bu yana Kyoto Club’ın direktörlüğünü yapıyorum. Kyoto Club, 1999 yılında kurulmuş İtalyan kâr amacı gütmeyen bir kurum. 2030 AB ve 2015 Aralık tarihli Paris Anlaşması’nda sera gazı emisyonu azaltılması konusunda koyulan hedeflere ulaşmak konusunda anlaşmış olan firmalar, yerel belediyeler ve devlet kurumları, Kyoto Club’ın üyeleri konumunda. Kyoto Club, enerji verimliliği, yenilenebilir enerji kaynakları, geri dönüşüm, sürdürülebilir tarım ve mobilite konularında farkındalık, bilgi arttırma çalışmaları yapıyor ve eğitimler veriyor. AB ve Birleşmiş Milletler, İklim Değişikliği Çerçevesi Anlaşması kapsamında kurumsal kararları daha çevre dostu yapabilmek adına politikalar üretiyor.

Enerji verimliliğine odaklanmamızın sebebi, bunun kazan-kazan bir çözüm olması. Avrupa Komisyonu’nun da önerdiği gibi enerji verimliliği, bu konuda teknolojik araştırmalara destek olarak, yeni kalifiye işler üreterek ve milyonlarca insanın bu alanda yatırım yapmasına katkıda bulunarak, sera gazı emisyonlarını %30 oranında azaltabilir. Küresel ısınma konusuna odaklanmamızın sebebi ise, küresel ısınmanın ana küresel tehdit olması ve burada amaç tüm ülkelere hitap edebilmek.

Küresel ısınma konusu hala dünyanın ana gündem maddelerinden biri olarak değerlendiriliyor. Siz küresel ısınmaya neredeyse bir ömür harcamış uzman bir isim olarak dünya kamuoyunun küresel ısınma tehlikesine ilişkin bilinçlendiğine inanıyor musunuz? Bu konuda hedeflerin tutturulması mümkün mü?

Çoğu vatandaş, küresel ısınmanın tehlikelerinin farkında değil. Özellikle de bu tehlikelerin ekonomik ve hayat tarzı değişiklikleri gerektirdiği konusunda bilinçli değiller. Yenilenebilir enerji kaynakları kullanarak fosil yakıtların kullanımını azaltmak, enerji verimliliği konusunda daha bilinçli olmak Paris Anlaşması’na etki edecek. Bu anlaşma, iklim değişikliğiyle mücadelede gelişmiş/gelişmekte olan ülke sınıflandırmasına ve tüm ülkelerin “ortak fakat farklılaştırılmış sorumluluklar ve göreceli kabiliyetler” ilkesi tahtında sorumluluk üstlenmesi anlayışına dayandırılmıştır. Amaç, 2100’e kadar küresel ısınmayı 1,5-2 derece arasında tutmak.

Ateşle oynadığımızı bilmeli ve bu bağlamda politikaların üretilmesine ve yatırımların yapılmasına olanak vermeliyiz. Şunu hatırlatmama izin verin; IPCC (Hükümetler arası İklim Değişikliği Paneli), geri döndürülemez ve katastrofik meteorolojik olaylardan kaçınmak için 2100’e kadar küresel ısınmayı en fazla +2’de tutmamız gerektiğini açıkça belirtmiştir.

Enerji verimliliği alanında uzman bir isimsiniz. AB yasalarında sizin de emeğiniz var. Enerji verimliliği ile ilgili sonuca dönük bir sıralama yapsanız hangi başlıkları sıralardınız? Enerji verimliliğine odaklanan bir ülkenin yol haritasındaki temel hedefler neler olmalı?

Bir ülkenin enerji verimliliğine odaklanma konusunda ana hedefleri şunlar olmalı:

A) Vatandaşları ve sivil toplum örgütlerini, artık enerji konusunda faturaları azaltarak hayat kalitesini nasıl yükseltebileceklerini kapsayan bilgilendirme çalışmaları yapmak.

B) Sanayi, tarım ve hizmet sektörlerine bu konuda teşvik ve destek sağlamak.

C) Her formda e-mobilite’yi desteklemek.

D) Atık enerjiyi bertaraf etmek amacıyla dijitalleşmeyi artırmak.

E) Fosil yakıtlar yerine yenilenebilir enerji kullanımını artırmak.

Bunların hepsi, birbirine bağlı önlemler ve sıralamada hepsinin önemi aynı.

Enerjiyi verimli kullanmak öncelikle bireylerde ve onların yaşadığı yapılarda başlayan bir süreç. Yapılarda enerji verimliliğine ilişkin dünyada başarılı bulduğunuz örnek ülkeler var mı? Bize enerji verimliliğinde başarılı bulduğunuz birkaç projeden bahsedebilir misiniz?

Şu an birçok CO2 emisyonu olmayan başarılı binalar/mahalleler var. Freiburg, Almanya’da 5.000 sakini olan Vauban, en ünlü örneklerden biri. Avrupa Komisyonu’na göre Avrupa Birliği’nde binalar %40 enerji tüketimi ve %36 CO2 emisyonu olacak şekilde yapılmalı. Şu an AB’deki binaların %35’i 50 yaşında daha yaşlı ve %75’i ise enerji verimliliğine uygun binalar değil. Bu binaların %0.4-1.2’si her yıl yenileniyor. Bu yüzden, binaların yenilenmesi enerji tasarrufu konusunda büyük potansiyel sağlıyor; AB’nin toplam enerji tüketimini %5-6 arasında azaltıyor, CO2 emisyonunu ise %5 oranında.

Binalarda enerji verimliliğini arttırma ekonomik, sosyal ve çevresel yararlar da sağlıyor. Daha iyi performans gösteren binalar, konforu arttırıyor ve sağlık sorunlarını da azaltıyor. Binalardaki enerji verimliliği, ekonomiyi ve tüketim endüstrisini de etkiliyor. AB’nin gayrisafi yurtiçi hasılasını %9 oranında arttırıyor ve 18 milyon iş alanına etki ediyor. Küçük ve orta ölçekli işletmeler, piyasadaki bu artıştan verim alıyor ve AB’de bina sektörüne %70 oranında değer sağlıyor.

İklim krizinin ne ile yüzleştiğini iyice anlamalı ve binalarda enerji verimliliğini arttırabilmek adına net hedefler koymalıyız. Yine söylüyorum ki; bu bir diğer kazan-kazan durumu

Sürdürülebilir ekonomi ve çevre ilişkisinde bireylere, şirketlere ve devletlere düşen temel görevler nelerdir?

A) Dahil olmak: Hepimiz aynı gemideyiz ve günlük hayatlarımızı sürdürülebilir kılmalıyız. Bunu iklim değişikliğinin getirdiği ve getireceği sonuçlardan kaçınmak amacıyla geliştirmeliyiz.

B)Sürdürülebilir ekonomi ve çevrenin küresel bir çaba gerektirdiğinin farkında olmalıyız, bu konuda hiçbirimiz yalnız değiliz. Her ülke, 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri kapsamında konulan her hedefi ve görevi onayladı.

C) Her kişi hem bireysel olarak hem de Sivil Toplum Kuruluşları ile birlikte, doğa dostu politikalar ve teşvikler konusunda bir şeyler yapmalı.

D) Şirketler ve kurumlar, ürünleri, teknolojileri ve AR-GE çalışmalarında sürdürülebilir kalkınma modelini benimsemeliler.

E) Ülkeler, Paris Anlaşması ve 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerini uygulamalı.

F) Sosyal medyadan radyolara, TV’lere, gazetelere kadar her yayın organı sürdürülebilir kalkınma konusunda bilgilendirme ve farkındalık arttırma çalışmaları yapmalı.

“AB 2030 İklim ve Enerji Paketi”nin yanı sıra “Enerji Birliği, Avrupa Enerji Tasarruf Kurulu”nun revizyonlarında çalıştınız, bize kısaca 2030 iklim ve enerji paketine ilişkin bilgi verir misiniz?

2030 AB İklim ve Enerji Paketi, 2030 yılına kadar üç ana hedef belirledi:

A) Binalarda en az %40 oranında sera gazı emisyonu azaltımı

B) AB enerji tüketiminin en az %32’sini yenilenebilir enerji kaynakları kullanarak azaltma

C) Yasal olarak bağlayıcı olmasa da enerji verimliliğinde %32.5 artış.

Bu hedeflere ulaşmak birkaç yıl önce asla olası değildi fakat şu an benim görüşüme göre bu bir umut işareti. Buradaki soru ise, bunu değerlendirme konusunda parametreler ne olmalı? Ben, bilimsel dünyanın gerçekleri, dataları ve güncellemelerini parametreler olarak kullanmamız gerektiğini düşünüyorum. Hükümetler arası İklim Değişikliği Paneli, iklim değişikliğinin ne kadar kötüye gittiğini ve gerçekten harekete geçmek adına ne kadar az zamanımız kaldığı konusunda insanların ilgisini çekmeye devam ediyor.

Aynı zamanda AB’nin de iklim ve enerji politikalarında biraz daha istekli olması gerektiğini düşünüyorum. Enerji verimliliği, sera gazı emisyonları azaltımı ve yenilenebilir enerji kaynakları kullanımı konusunda tüm AB üyesi ülkeler için yasal olarak bağlayıcı hedefler, bu konuda büyük bir adım olabilir.

 

 

    Sitemizdeki yazı ve resimlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılamaz.Kurumsal Web Site Tasarımı
    Derneğimizin çalışmaları, hizmetleri ve güncel haberlerini Sosyal Medya’dan takip edebilirsiniz.